Tütün Kontrolü Nasıl Yapılır?

 

Nasıl Bir Sorunla Karşı Karşıyayız?

 

   Dünyada en çok ölüme yol açan iki nedenden birisi açlık, diğeri tütün kullanımıdır. Gerçekten de tütün kullanımı, gerek doğrudan gerekse pasif duman maruziyeti nedeniyle pek çok ölümcül sağlık sorununa yol açmaktadır.

    Sigaranın içinde 4 binden fazla zararlı madde var.  İşte bunlardan birkaçı:
Boya sökücü etkili aseton, öldürücü zehirler olan siyanür ve arsenik, çakmak gazında  bulunan bütan gazı, roket yakıtlarında bulunan metanol, akü yapımında kullanılan kadmiyum, toksik bir madde olan naftalin, kimya sanayinde ve temzilik maddelerinde kullanılan amonyak, eroinden daha güçlü bir bağımlılık yapıcı etkiye sahip olan nikotin, böcek ilaçlamada  kullanılan DDT, kanserojen maddeler: aromatik hidrokarbonlar, aromatik aminleri aldehitler ve nitroz aminler, diğerleri: karbonil sülfid, benzen, toluen, karbondioksit, formaldehit, fenol, nitrojenoksit, formik asit...

 Sigaranın neden olduğu hastalıklar; Bağımlılık, sırt ve bel ağrısı, ilaca karşı bağışıklık, kısırlık, menopoz ,erken yaşlanma, iyileşme zorluğu, diş kaybı, prostat kanseri, göğüs kanseri , rahim kanseri , boğaz kanseri, mide kanseri ,karaciğer kanseri,  gırtlak kanseri, amfizem, ağız kanseri, yemek borusu kanseri ,çocukluk solunum problemleri,  kulak enfeksiyonları, erken doğum ve bebeğin hafif doğması ,şeker hastalığı, kalp hastalıkları,  kangrendir.

 

Tütün Ürünleri Ve Tütün Ürünü Kullanım Türleri

 

 Bitkiler sistematiğinde patlıcangiller familyasında (solanaceae) yer alan tütün (nicotiana) Güney Amerika yerlilerinin yüzyıllardan beri kullandıkları bir bitkidir. Dünyanın tütünle tanışması ise 1492 yılında Kristof Kolomb ve ekibinin Amerika kıtasını keşfinden sonra olmuştur. Portekiz’deki Fransız elçisi Jean Nicot, Amerika yerlilerinin baş ağrısı tedavisi için kullandıklarını bildiği bu bitkiyi 1559 yılında Fransız kraliçesine takdim eder ve tütün kraliçenin baş ağrısına iyi gelir. Daha sonra 1828 yılında tütün bitkisinden izole edilen alkaloit maddeye “nikotin” adı verilmiştir. O yıllarda Avrupa’da tütün kıymetli bir bitkidir ve ancak saraylarda ve konaklarda varlıklı kişilerin kullandığı bir üründür. Tütün (nicotiana) familyasında 65 dolayında tür bulunmakla birlikte bugün için tütün ürünlerinin yapımında başlıca iki tütün türü (Nicotiana tabacum ve Nicotiana rustica) kullanılmaktadır. Tütün yaprağının tamamen veya kısmen hammadde olarak kullanılması ile yapılan ve içme (tüttürme), buruna çekme, emme ya da çiğneme şeklinde kullanılan ürünlere “tütün ürünü, tütün mamulü” adı verilir. Çeşitli teknolojik işlemlerden geçirilerek hazırlanan ve pazara sunulan başlıca tütün ürünleri şunlardır:

 

• Sigara

• Sarmalık kıyılmış tütün

• Pipo tütünü

• Puro ve sigarillo

• Nargilelik tütün

• Enfiye tütünü

• Çiğnemelik (ağızdan kullanıma yönelik) tütün

 

    Yaşamının herhangi bir döneminde 100 tanenin üzerinde sigara içmiş olan kişiler “sigara içicisi”  olarak adlandırılır. Bu ürünleri her gün düzenli olarak içen kişiler olabildiği gibi, bazı kişiler bu ürünleri aralıklı olarak kullanıyor olabilir. Arada bir sigara içenler dışında sigarayı her gün içenler veya her gün içmese bile kısa aralıklarla devamlı olarak sigara içen kişiler “halen kullanan-düzenli içici” olarak adlandırılır. Sonuç olarak tütün ürünleri kullanım sıklığı konusunda yapılan çalışmalarda hangi tanımın dikkate alındığı önem taşımaktadır. Türkiye dünyada en çok tütün kullanan ülkeler arasında onuncu sırada yer almaktadır. Dünya genelinde yetişkin yaş grubunda erkeklerin yaklaşık yarısı, kadınların da altıda biri sigara içmektedir.

 

Sigara Bağımlılığı

 

    Bağımlılığının oluşmasında toplumsal süreçler önemlidir. Bu süreci aydınlatmada, çevrenin etkisi ve sosyal etki üzerinde durulması gerekir. Bireyin madde kullanımını toplumun diğer üyeleri de şekillendirir. Maddeyi deneme aşamasında kullananlar bu sırada yakınındaki kişileri taklit etmeye, özendiği bir modeli örnek almaya ve toplumda kabul gören bir davranışı uygulamaya çalışır. Böylece toplumda kendine bir yer edinmeye çalışır. Aile sistemleri görüşüne göre ergendeki madde kullanımı davranışı diğer aile sorunlarının bir belirtisi olabilir. Aile içi kuralların bozulması aile işlevselliğini etkileyerek özellikle alkolik ebeveynlerin çocuklarında alkol sorunlarının gelişmesine neden olmaktadır. Eğer ebeveynlerden biri herhangi bir nedenle alkol ya da madde kullanıyorsa ergende alkol ya da madde kullanımı daha sık ortaya çıkmaktadır. Ebeveyn kontrol ve disiplin yöntemlerinin gevşek, tutarsız ya da sert olduğunda, ebeveynlerde psikiyatrik hastalık varlığında ergenler arasında alkol ve madde kullanım oranlarında artış olduğu saptanmıştır. Ebeveynleri tarafından yakın ilgi, şefkat ve sıcaklık görmeyen ailelerde ergenlerin alkol ve madde  kullanım riskine daha açık olduğu saptanmıştır. Bir ebeveynin çocuğunu ihmal etmesi, ihtiyaçlarına kayıtsız kalması, maddi ve manevi gereksinimlerini karşılayamaması anlamına gelmektedir.

  Ergenlik döneminde akran kümesi ya da arkadaşın önemi giderek artar, ebeveynlerin yerini almaya başlar. Ergenler, ebeveynlerinden ayrımlaşma, cinsel dürtü olgunlaşmasının neden olduğu değişim süreçlerini yürütme, yeni benlik yetileri ve değerler geliştirmeleri için akran kümesine gereksinim duyarlar. Ergenler ortak ülküde, birleşir. Bu birleşme grubun çekiciliğini artırır. Çok sayıda araştırmada benzer davranış özellikleri gösteren çocukların aynı grupta yer aldığını bildirmektedir. Bunlar arasında sigara ya da alkol içen ergenlerin yine benzer davranış gösteren ergenlerle aynı grupta yer aldıkları ve arkadaşlık ettikleri bildirilmiştir

    Ergenlerin sigara içme alışkanlığı içmeyerek kazanacakları zayıflık etiketinden ya da ona sunacağı sosyallik eksikliğinden kaçınmak için sürdürürler. Grup içindeki incinebilir özelliği olan ergenler baskın üyelerin etkisi altında kalarak olumsuz davranışlar sergileyebilirler.

    Kimlik gelişimi döneminde ergenlerin kabul görmek için madde kullanımına başlamaları sık görülür . Akran grubunda var olabilmek, onlardan biri olmak, dışlanmamak düşüncesiyle başlanan madde nikotin gibi aynı zamanda güçlü biyolojik bağımlılık yapan bir madde olunca da bağımlılık gelişmesi kaçınılmaz olur. Ergenlik döneminde sigara kullanımı aynı zamanda adeta “erk”in, büyümenin bir ispatı olarak da görülmektedir. Geçmişte birçok kültürde kadınların sigara içmesi ayıp karşılanırken artık kadın ve erkek arasındaki ayırım gittikçe kapanmaktadır

    Madde bağımlılığı beyni etkileyen ilaç niteliğine sahip bir maddenin keyif verici etkilerini duyumsamak veya yokluğundan kaynaklanabilecek huzursuzluktan sakınmak için, maddeyi devamlı ya da periyodik olarak alma arzusu ile kendisini göstermesidir. Madde bağımlılığı, kullanan kişinin günlük etkinlikleri içinde öncelik sırasının arttığı, olağan etkinlik ve davranışlarının önüne geçtiği bir sendromdur. Bağımlılığın derecesi, ilaç arama davranışının şiddeti ve bu davranışın günlük etkinlikler içindeki öncelik sırası ile ölçülebilir. Bağımlılık yapan maddeler, beyinde önemli derecede psişik stimülasyon veya depresyon oluşturan, algılama, duygu durum, mental durum, davranış ve motor fonksiyonlarda bozukluk yapan psikoaktif maddelerdir.

 

Nikotin Bağımlılık Testi

 

    Sigara dumanı içinde alınan nikotinin en belirgin etkisi psikostimülasyondur. Bu çerçevede nikotin uyanıklığı artırmakta, çizgili kasları gevşetmektedir. Nikotin bağımlılığını ve özellikle şiddetini değerlendirme amacıyla en çok tercih edileni Fagerström Nikotin Bağımlılık Testi geliştirilmiştir. Fagerström testlerinde yer alan temel sorular ise sabah kalkıldığında ilk içilen sigara ve tüketilen günlük sigara sayısıdır. Günlük sayı ve ilk sigara, bağımlılık düzeylerini gösterme açısından oldukça duyarlıdır.

 

Sigara Bırakma Tedavisi

 

  Bugün için destek tedavilerine medikal ilaç tedavilerin de eklenmesi ile yüksek başarı oranları elde edilmektedir. Karşılaştığımız her hastanın tütün kullanım durumunun dökümante etmek ve bırakma için motive edilmesi ilk aşama olarak büyük önem taşımaktadır. Hekime herhangi bir sebeple başvuran hastalarda 3 dakika gibi kısa süreli bir görüşmenin bile sigarayı bırakma oranlarını anlamlı derecede artırdığı saptanmıştır.  Bırakma denemesi konusunda istekli hastalarda öğren, öner, ölç, önderlik et, örgütle, bırakma konusunda isteksiz olan hastalara da ilişki, riskler, ödüller, engeller, tekrar  stratejilerinin uygulanması önerilmektedir.

    Sigara bırakma tedavilerinde ilaç tedavisine ek olarak sigara içiminin psikolojik ve davranış boyutunu yönelik bilişsel ve davranışçı tedavileri uygulamak tedavi başarısını artırmaktadır. Davranışçı ve bilişsel tedavilerden beklenen yarar; kişinin sorun davranıştan (tütün kullanımından) kurtulmayı istemesini sağlamak, diğer değişle tütünü bırakmayı düşünmesini sağlamak,  tütün kullanımından kurtulmayı (bırakmayı) isteyenlere de bu süreçte karşılaşmaları olası sorunlarla baş etme yolları konusunda beceri kazandırmaktır. Bırakmayı düşünmeyenlere uygulanacak bilişsel ve davranışçı tedaviler: sigara içmenin risklerinden, bırakmanın yararlarından söz edilir, riskleri hastanın sağlığıyla ilişkisi değerlendirilir, bırakmanın önündeki engeller öğrenilir ve bu girişim her fırsatta tekrarlanır.

   Fizyolojik olarak nikotinin oluşturduğu keyif alma duygusu, psikolojik olarak tütün kullanımının günlük yaşamın sıkıntılarını giderdiği, keyifli olayları daha da keyifli hale getirdiği, kilo kontrolünü kolaylaştırdığı algısı, tütün uzun süre kullanılmadığında ortaya çıkan yoksunluk belirtilerinin günlük yaşamda baş ağrısı, baş dönmesi, konsantrasyon bozukluğu, ruhsal gerginlik yaratarak günlük yaşamı zorlaştıracağı düşüncesi ya da deneyimi, aşırı sigara içme isteğinin kontrol edilmesindeki güçlük bu davranışın sürmesindeki en belli başlı nedenlerdir. Kişi kendi içinde bir denge kurmuş ve bundan mutludur. Bu dengenin bozulmasını da istememektedir. Denge bozulduğunda ortaya çıkacağını düşündüğü sorunlarla baş edemeyeceği düşüncesi ve “başarısızlığın” getireceği öz saygıda azalma korkusu bu dengeyi koruması için başka bir gerekçe oluşturmaktadır. Dengeyi bozma olasılığı olan sağlık zararlarını göz ardı ederek, ya da zararların oluşmasını önlediğini ya da geciktirdiğini düşündüğü davranışlar (dudak tiryakisi olma, içine çekmeme, aç karna içmeme, vitamin alma, genetiğinin sağlam olduğunu düşünme, kendinde hastalık belirtisi hissetmeme vb)  edinerek bu dengeyi korumaya çalışmaktadır. Bu aşamada bırakmayla ilgili bilgi almaya dirençlidir. Bu kişilerde uygulanacak bilişsel tedavi ile bu denge bozmaya çalışılır.

   Bu girişimler göğüs hastalıkları hekimleriyle yapılabilmektedir. Bu girişim ne kadar sık yapılırsa kişinin bu davranışını değiştirme kararını vermesi o kadar hızlı olmaktadır. Özetle; tütün kullanıp kullanmadığını öğrenerek, kullanıyorsa bırakmasını net, güçlü bir şekilde önererek, bırakma kararlılığını ve bağımlılık düzeyini ölçerek,  bırakma sürecinde karşılaşabileceği her türlü sorunda yanında olarak, sorunların çözümleri konusunda yardımcı olup önderlik ederek bir süreç gerçekleştirilir.

   Bu süreçte kişinin sigara içmesine neden olan ve engel olacak faktörlerin saptanır, bırakma sürecinde korkuları olup olmadığı belirlenir, sigara bırakmanın nasıl bir duygu durumu oluşturduğu tespit edilir. Kişinin sigara içmesine neden olan faktörler arasında çay, kahve, alkol, yemek sonrası gibi davranışsal faktörler, öfke, neşe, üzüntü, stres gibi duygusal faktörler, çevresinde sigara içmesini hatırlatacak kül tablası, sigara paketi, çakmak, kibrit gibi görsel faktörler, eskiden sigara içilen ortamlarda bulunulması, sigara içen kişilerle bir arada olunması gibi durumsal faktörler ön planda olabilir. Bırakma sürecinde bu faktörlerin içme isteğini kontrol etmeyi zorlaştırabileceği düşünülerek önlem alınmalıdır. En sık kullanılacak davranışsal öneriler; görsel faktörleri kontrol etmek için sigarayı hatırlatan objelerin (kül tablası, çakmak, sigara paketi, kibrit vb) ortadan kaldırılması - duygusal faktörlere maruz kalındığında kısa süreli ortam değiştirme,sakız çiğneme, su içme ve nefes egzersizleri uygulama - durumsal faktörleri kontrol etmek için sigara içmeyle kodlanmış ortamların yeniden dizaynı (sigara içilen koltuğun ya da masanın yerinin değiştirilmesi, perdelerin yıkanması, arabanın temizletilmesi), önceden birikte sigara içilen kişilere bırakmayı denediğinin açıklanması ve anlayış beklediğinin belirtilmesi, kendisine sigara ikram edilmemesinin istenmesi.

   Bırakma sürecinde kişi yoksunluk belirtilerinden, ağız yaralarından, kabızlıktan, kilo almaktan dolayı korku ve çekinmeleri olabilir. Bu korkuların çözümlenmesi bırakma sürecinin konforlu geçmesini sağlayacaktır. Yoksunluk belirtileri için uygun ilaç tedavisi, inatçı ağız yaraları için nikotin sakızı çiğnenmesi, kabızlık için lifli gıdalarla beslenme bununla başa çıkılamayanlar için zayıf laksatifler, kilo alımının engellenmesi için bırakmadan öncekinden 1/3 az gıda tüketilmesi, iştah artışının kalorisiz gıdalarla giderilmesi, günlük yürüyüşlerin düzenli yapılması ve su içerek iştahın baskılanması yardımcı olacaktır.

  Sigaranın bırakılması, nikotin yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Günümüzde sigara bırakma amacı ile kullanılan 3 grup birincil seçenek ilaç vardır, nikotin yerine koyma tedavileri, bupropion ve vareniklin‘dir. Sigarayı bırakma yöntemlerinden biri olan nikotin yerine koyma) tedavisinin amacı, sigaranın kesilmesini izleyen dönemde ortaya çıkan nikotin yoksunluk semptomlarını ortadan kaldırmaktır. Nikotin yerine koyma tedavisi nikotin bağımlılığı olduğu saptanan kişilere hekim kontrolünde uygulanmalıdır. Kişide nikotini yerine koymak için en sık kullanılan formlar nikotin sakızı ve banttır.

   Bupropion; depresyon tedavisinde kullanılan bir ilaç olmakla birlikte sigaranın bırakılma oranını yükseltmektedir. Bupropion ile yapılan 53 çalışmanın analizinde ilacın tek başına kullanıldığında kişinin sigara bırakma başarısını yaklaşık 2 kat arttırdığı saptanmıştır. Bupropion ile tedavi 6 aya kadar sürdürülebilmektedir.

  Vareniklin nikotin bağımlılığını azaltırken yoksunluk semptomlarının ortaya çıkmasını engeller. Vareniklilin ortalama tedavi süresi 12 haftadır. Yine sigara bırakmada ilaç tedavisine eşlik eden davranış desteği ve motive edici destek yöntemlerinin sigara bırakma başarısını arttıracağı unutulmamalıdır.

    Ülkemizde giderek yaygınlaşan göğüs hastalıkları uzmanları tarafından yürütülen sigara bırakma poliklinikleri, davranışsal bilişsel yöntemlerle motive edici destek ve ilaç tedavinin birlikte uygulanabildiği birimlerdir ve içicilerin sigara bırakma başarısı üzerine önemli katkılar sağlamaktadır.